8 Ocak 2014

2) Anne Tut Elimi - Uygar Şirin // Kitap Yorumu




Kitap Adı: Anne Tut Elimi!

Yazar Adı: Uygar Şirin

Yayınevi: Kırmızı Kedi

Sayfa Sayısı: 216

Basım Tarihi: Ekim 2013
ARKA KAPAK YAZISI
"Ben, konuşsaydım, size konuşmanın nasıl bir şey olduğunu anlatırdım. Ben konuşmayı hep bir şeylere benzetirim. Konuşmak, pazar sabahı altı buçukta uyandıktan sonra, o günü pazartesi sandığınız için kalkıp okula gitmeye hazırlanırken, tatil olduğunu fark edip tekrar uyumaya benzer. Konuşmak, yolda giderken bir köpeğin sizi çok sevip peşinize takılmasına benzer. Konuşmak, çayınız çok sıcak diye annenizin birazını döküp üstüne soğuk su eklemesine benzer. Konuşmak, çok sevdiğiniz bir şeyi, tokanızı ya da terliğinizi ya da kalem kutunuzu bir türlü bulamadıktan sonra, onu kaybettiğinizi düşünmeye başladığınız sırada, koltuğun altında görmeye benzer. Konuşmak, bir bebeğin eliyle parmağınızı tutmasına benzer. Konuşmak, çilek reçeline benzer. ben konuşsaydım, ağzımdan çıkan her şeye dikkat ederdim. Çünkü konuşmanın ne kadar değerli olduğunu bilirdim. Ben konuşsaydım, kendimi anlatmaya çalışırdım. Beni anlamanızı isterdim. Ama bu imkansız, değil mi? Ben konuşsaydım, susardım."

"Saflıkla bilgeliğin, hüzünle korkunun, hayatla ölümün buluştuğu bir kitap Anne, Tut Elimi. İlk roman gibi olmayan, hem masum hem de 'arıza' bir roman." 
Tuna Kiremitçi

Ölmek için bir sürü neden lazım.
Benim bir sürü nedenim var. Bu ruh hikâyesi onlardan biri.
Hem, şarkı söylenip bitiyor, uyku uyunup bitiyor, çilek yenip bitiyor ama acı hiç bitmiyor.Hep orada duruyor. Bu da bir neden.
Benim Yorumum
Nedense bana sonbaharı hatırlatan bir kapağı var bu kitabın.Ben okudum bitirdim ama peki siz 11 yaşında ama öyle sıradan da olmayan bir kız çocuğunun dünyasına girmeye hazır mısınız? Tüm insanların için görebiliyor. Hissediyor Ceren kızımız. Bulunduğu ortamda yıllar önce ne olmuş film gibi izleyebiliyor, bir yolculuğa çıkarsa bu dünyadan kopup da. Onun bu karmaşık, derin ve içinden çıkılmaz dünyasına ortak oldum ben. Ceren’in annesi ölmüştür ve Ceren deftersiz kaldığında konuşamaz. Babasıyla iletişimi de güçlü değildir. Gerçi kimseyle güçlü değil ki. Kendini suçlamalarıyla insanların onun deli olduğunu düşünmeleriyle yaşamaya çalışan, asıl savaşı kendiyle olan küçük bir kız bu. Sizlere de ilginç gelecektir Ceren'in, Suna'ya söyledikleri, bunları nasıl bildiği ve nasıl bulduğu...Bu kitapla daha önce tanışmadığım bir yazarla tanışmış oldum. Bu yüzden kitabın üslubuna ve anlatımına da değinmek istiyorum.Gayet içten bir anlatımı, sade ve yalın bir dili, akıcı bir anlatımı var. Basit kelimelere derin manalar yüklemenin hiç de zor olmadığı kanıtlanıyor bu şekilde. Kalemi kuvvetli bir yazar. Yani her satırı gerekli olduğu için yazılmış. Boş kelimeler, gereksiz tasvirler bulunmuyor içerisinde. Kendime değinmeyecektim yine canımı yakacak yorumlar yapan olmasın diye ama değineceğim. Adı beni baştan etkilemişti bu kitabın. Zaten okudukça sadece benim değil herkesin kendi hayatıyla yüzleşebilieceği konulara değinildiği, kendimize de yönelttiğimiz sorular olacağı aşikar. Sevgisizliğin, iletişimsizliğin, duyarsızlığın egemen olduğu dünyada hayatı farklı yaşayan bu küçük kızın hikayesini okumanızı isterim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sizler benim için önemlisiniz.
Vakit ayırıp okuduğunuz yazıma bir de yorum atmak istediniz.
Sevindim.